Yazın gelmesiyle beraber aklımızı en çok kurcalayan sorulardan biri güneş kremi kullanımı. Özellikle leke, vitiligo, lupus, akne veya gül hastalığı gibi dermatolojik bir hastalığı olanlar hastalıklarının alevlenebileceği konusunda endişe duyarken, aileler bebeklerinin veya küçük çocuklarının yeterli korunup korunmadığı konusunda endişelenebiliyor.
Bu yüzden bu yazımda sizlere biraz güneşten ve güneş koruyuculardan bahsedeceğim.
Güneşin yukarıda bahsi geçen hastalıkları alevlendirmekten ayrı cildin erken yaşlanması ve deri kanserleri oluşumunda en önemli dış etken olduğu bilinmektedir.
Güneşten kızılötesi, görünür ışık ve morötesi (ultraviyole) biçiminde farklı ışınlar çıkmasına rağmen bunların önemli bir kısmı atmosferimizdeki ozon tabakasında parçalanarak yeryüzüne ulaşamamaktadır.
Ulaşabilen kısımdaki ultraviyole A (UVA) ve ultraviyole B (UVB) ışınları cildimizdeki güneş hasarının çoğunluğundan sorumlu ışınlardır.
UVB dış deri katmanlarını etkileyen ve yanıklara sebep olan asıl etkendir. Derin dokulara işleyemez, kolaylıkla filtrelenebilir, camdan geçemez. UVB’nin en yoğun olduğu zaman öğlen vaktidir. Yaz boyunca yıllık UVB dozunun yaklaşık %70’ini alırız.
UVA ise daha derin dokulara inebilir. Camdan geçebilir. Yıllık UVA dozunun yaklaşık yarısına yaz aylarında maruz kalırken, kalan yarısına da diğer aylarda dengeli şekilde maruz kalırız.
Hem UVA hem de UVB hücrelerde gen hasarı, ciltte erken yaşlanma, enfeksiyonlara karşı bağışıklıkta azalma ve deri kanserlerine neden olabilir.
En sık rastlanan deri kanserlerinden bazal hücreli karsinom ve yassı hücreli karsinom uzun dönemde tekrarlayan birikici güneş hasarı sonucu oluşurken, en tehlikeli cilt kanserlerinden olan ve benlerden gelişebildiği için çoğumuzu tedirgin eden melanom ise yaşamın erken yıllarında yoğun ve yanıklara sebep olacak tarzda tekrarlayan güneş hasarı sonucu oluşabilmektedir.
Bunlar göz önüne alındığında özellikle güneş hasarının çoğunun oluştuğu çocukluk ve ergenlik döneminde uygun şekilde güneşten korunmak ileriki yaşlar için çok önemlidir.
Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için öncelikle ışınların dik geldiği yaz aylarında, öğlen saatlerinde fazla güneş altında kalmaktan kaçınmalı, geniş siperlikli şapkalar, sık dokuma kumaştan kıyafetler ve güneş gözlüğü kullanımı tercih edilmelidir.
Bunun dışında yıl boyunca da özellikle kronik olarak güneşe maruz kalan yüz, boyun, el sırtı gibi alanlarda güneş koruyucu kremler kullanılmalıdır. Güneş koruyucu seçimi ürün çeşitliliği sebebiyle biraz karmaşık hala gelmiş olsa da konuyu şu şekilde özetleyebiliriz:
Güneş koruyucu seçerken hem UVA ve UVB hem de özellikle leke hastaları için yapay ışık kaynaklarına karşı koruyuculuğu gösteren mavi ışık filtresi içeren koruyucular tercih edilmelidir. Kutuların üzerindeki SPF değeri bize sadece UVB koruyuculuğu hakkında bilgi verir. Kremlerin özellikle PPD değeri ile belirtilen UVA koruyuculuğu da sorgulanmalıdır.
Güneş kremleri UV radyasyonu absorbe ederek ya da yansıtarak etki etmektedir. Kimyasal filtreli güneş koruyucular kozmetik olarak kullanımı daha kolay olan, sürüldüğü zaman belirgin olmayan, UV radyasyonu absorbe ederek etki eden koruyuculardır.
Mineral filtreli koruyucular ise sürüldüğünde hafif beyazlık bırakan, genellikle daha yoğun kıvamlı, güneş ışığını yansıtarak etkisini gösteren koruyuculardır. Genellikle gebelerde ve bebeklerde ciltten emilmediği için bu tip güneş koruyucular tercih edilmelidir. Bunun haricinde son yıllarda piyasada spesifik cilt problemlerine yönelik özel formüle edilmiş güneş koruyucular da mevcuttur.
Örneğin akne, leke, rozasea, vitiligo hastaları veya deri kanseri öyküsü olanlar gibi özellikli hasta gruplarında içeriği tedaviye destek olacak şekilde güçlendirilmiş ürünler tercih edilebilir.
Güneş koruyucular 6 aydan küçük bebeklerde ilk tercih olmayıp, bu yaş grubunda fiziksel olarak korunma daha ön planda olmalıdır.
Daha büyük çocuklar ve yetişkinler için ise cilt tipine ve güneş hasarı riskine göre SPF 15 ve üzeri koruyucular kullanılabilir.
Genellikle SPF 30 ve üzeri yüksek düzeyde UVB koruması sağlar.
Cildi kolay yanan veya deri kanseri riski ya da vitiligo hastalığı olanlar özellikle SPF 30 ve üzeri koruyucuları kullanmalıdır.
Koruyuculardan en iyi sonucu almak için dışarı çıkmadan 30 dakika önce uygulanması, yüze sürülürken özellikle kulakların da atlanmaması, suyla temas sonrası yenilenmesi, yoğun güneş altında iseniz de 1-2 saatte bir yenilenmesi gerekmektedir.
Güneşin zararları olduğu kadar yararları olduğu gerçeğini de unutmamak, maruziyet dozunu iyi ayarlamak gerekir.
Herkes için bol güneşli, ancak güneş yanıksız, sağlıklı bir yaz mevsimi dilerim.