Ülkenin her yerinde 7’den 70’e herkes seferber oldu. Elinde avucunda imkanı dahilinde ne varsa ülkemizi yıkan, içimizi yakan deprem felaketine karşı tek yumruk oldu.
Kültürpark Celal Atik Spor Salonu'nunda kurulan koordinasyon noktasını ziyaret ederek çalışmaları yerinde gözlemledim.
İzmir Enternasyonel Fuarı içerisinde yer alan koordinasyon noktasına giderken bile duygulanmamak elde değildi. Her taraftan ellerinde yardımlarıyla İzmirliler geliyordu. Onları da arı gibi çalışan gençler karşılıyordu.
Manzarayı görmenizi isterdim. Z kuşağı diye bahsettiğimiz yeri geldiğinde eleştirip yerden yere vurduğumuz gençlerin uyum içerisinde can siperhane çalışmalarına tanık oldum.
İzmir’in öz evlatları, tüm vatanın gerçek bekçileri gençler Türkiye'nin dört bir noktasında büyüyen umudun bir örneğiydi.
Gıda, hijyen, temizlik, giyim, battaniye, elektronik, hırdavat, pil, oyuncak gibi bir çok ihtiyaç malzemesini 3 farklı istasyon oluşturarak ayırıyor, poşetliyor araçlara el birliği ile yüklüyorlardı.
Ulu Önder Atatürk gençlikten beklentisini “Bütün ümidim gençliktedir” diyerek gençliğin ne kadar önemli olduğuna değinmişti. O kadar haklıydı ki bunu bir kez daha görmüş olduk.
Enkaz altında çıkan çocuğun yarın benim okulum var demesiyle umutlarımız tazelenirken, mücizelerin devam etmesi dilekleriyle. Facianın yarattığı acıların bir nebze de olsa hafiflemesi için özveriyle hareket eden herkese Allah kolaylık versin.