Güzel ülkemin her bir yanı cennetten bir köşe gibi. Datça'da bu köşelerden birisi. 4 gün boyunca keyifle geçen tatilimden öne çıkan bir kaç kesiti bu yazıda sizlerle paylaşacağım. Bu yıl tatilimi tavsiye üzerine ilk kez gittiğim Datça'da geçirdim. Fahiş fiyatlarla cazibesini yitiren Çeşme'den uzaklaşıp soluğu ailemle beraber Datça'da aldım. İyi ki de almışım. Sosyal medyanın insanların hayatına yön verdiği bir dönem içerisindeyiz resmen. Yapılan paylaşımlar bir çok zaman maalesef ki doğruları yansıtmıyor. Bunun son örneği ise Datça. Son zamanlarda tam da Datça’dan yeni dönmüşken sosyal medya platformlarında yer alan Datça'da ki fahiş rakamlı paylaşımlar ve üzerine yapılan TV haberlerini görünce gözlerime inanamadım. Gerçekleri yansıtmadığını bilerek göz göre göre susmak olmaz diye düşündüm. O yüzden bu yazıyı kaleme aldım. Öncelikle şunu bilmenizi isterim ki 50 yıla yakın süre Çeşme’de esnaflık yapan bir babanın çocuğu olarak, çocukluğu ve gençliği Çeşme'de geçmiş birisi olarak Çeşme’yi karış karış iyi bilirim. Çeşme başta olmak üzere İzmir'in çevresinde ki bir çok turistik yer çarşaf çarşaf astronomik rakamlarla anılırken, Ege’nin güneyinde adeta begonvil cenneti olan Datça'ya bir göz atalım. En başta şuna dikkat çekelim; her koyu farklı güzellikte ki bu şirin sahil kasabasının bir çok yerinde kimse sizden sezlong şemsiye ücreti almıyor. Tv ekranlarında Çeşme'de gördüğünüz uçuk rakamlara verilen localar mesela Kızılbük Koyu'nda ücretsiz olarak size sunuluyor. Giriş ücreti yok, yeme içme limiti yok. Her dakika sizi darlayan çalışanlar yok. Sadece işletmesinde bir çay içmeniz yeterli oluyor. Aynı işletme içerisine isterseniz kendi plaj malzemelerinizi de kullanabiliyorsunuz. Merkeze daha yakın olan Kargı Koyu'nda da 50 TL otopark ücreti vererek kendi sandalye, şezlong, şemsiye üçlüsü ile gönlünüzce denizin keyfini çıkarabilirsiniz. Sahilde bulunan işletmelerden alışveriş yapma zorunluluğu olmayan Kargı'ya dışarıdan paket hizmeti veren bir çok market ve restoran da mevcut. Şu yazdıklarımı birisi anlatsa hayretle karşılardım. Malum Çeşme'de kazık yemeye alıştığımız için inanmak zor geliyor. Biraz da kendimize iğneyi batıralım. Çeşme'de ki esnaf esnaf da Datça'da ki esnaf esnaf değil mi ? Yeni Datça’da denize sıfır mekanlar da isterseniz alkolünüzü de dışarıdan getirip menü alabiliyorsunuz. Rakamlar da gayet makul. Ben çay severim derseniz onu da denize sıfır işletmede 30 TL’ye içebiliyorsunuz. Her kesime ve her keseye uygun. Datça özelinde astronomik rakamlarla anlatılan, yazılıp, çizilenler gerçekleri yansıtmıyor. Elbette ki yüksek bütçeli yer vardır ama keseye uygun işletme sayısı kat be kat çok daha fazla. İşte Çeşme ile tezatlık tam da burada oluşuyor. Bir ailenin ekonominin sıkıntılı olduğu bu ortamda rahatça tatil yapabileceği konumda Datça. Balı, balığı ve bademi ile öne çıkan Datça'dan bahsederken Can Yücel'i de unutmak olmaz. Çünkü ünlü şairin evi de Datça'da yer alıyor. Eski Datça'da bulunan evi ziyaretçi akınına uğruyor. Tatil planınızı hala yapmadıysanız veya bir sonraki tatil planı için nereye gitsem düşüncesi içindeyseniz Datça'yı değerlendirmenizi öneririm. Hem kesenize hem ruhunuza iyi gelecek emin olun.
GÜNDEM
Yayınlanma: 22 Temmuz 2024 - 06:02
Bırakın Çeşme'yi Datça'ya Bakın
Yusuf Kırbiç'in kaleminden...
GÜNDEM
22 Temmuz 2024 - 06:02