3 yıldır Şehit Polis
Mehmet Çelik Ortaokulu'nda görev yapan Aysun Çelik (39), ilk zamanlar
eşinin adını taşıyan tabelaya bakmakta zorlandığını, soranlara okul
adını söyleyemediğini anlattı. Şimdi artık bakabildiğini ve eşiyle gurur duyduğunu belirten Çelik, "Okulumu önce de çok seviyordum ama şimdi
daha çok seviyorum" dedi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Mehmet Çelik, 6 Mart 2018'de Bornova'da GBT sorgusu yaptığı sırada, asker kaçağı saldırgan tarafından uğradığı bıçaklı saldırı sonucu şehit oldu. 17 yıllık evli ve iki çocuk babası Mehmet Çelik, Işıkkent Polis
Şehitliği'nde toprağa verildi. 25 yıllık polis memuru olan Mehmet
Çelik'in okul müdürü eşi Aysun Çelik ile
kızı Melike (16) ve oğlu Emir (6) Çelik, babalarının yokluğuna alışmaya
çalışıyor. Çelik ailesinin yaşadığı acıya ortak olmak isteyen veliler,
öğrenciler ve öğretmenler ise Aysun Çelik'in görev yaptığı Karacaoğlan
Mahallesi Ortaokulu'nun adının, 'Mehmet Çelik' olması için imza topladı. Daha sonra Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gerekli başvurular yapıldı.
Başvuru kabul edildi ve Karacaoğlan Mahallesi Ortaokulu'nun adı, Şehit
Polis Mehmet Çelik Ortaokulu olarak değiştirildi. Şimdi şehit eşinin
adını taşıyan okulda görev yapan Aysun Çelik, gururu ve hüznü aynı anda
yaşıyor.OKULUN ADININ DEĞİŞTİRİLMESİ İÇİN BAŞVURUDA BULUNMUŞEşi şehit olmadan 2 ay önce okulun adını değiştirmek için başvuruda
bulunduklarını anlatan Çelik, "Olaydan 2 ay önce okulun adının değişmesi için girişimim oldu. Okulumuz Yeşilova Mahallesi'nde ve adı Karacaoğlan Mahallesi Ortaokulu idi. Bu durum dolayı zaman zaman karışıklığa neden
oluyordu. Çoğu kişi Karacaoğlan Ortaokulu olarak biliyordu. Ben de
okulda yer alan 'Mahallesi' ibaresinin kaldırması yönünde talepte
bulundum. Fakat isim önerilmediği için talep kabul edilmedi. Daha sonra
bu olay gerçekleşince eşimin adı verildi" dedi. Okulun adının 'Şehit
Polis Mehmet Çelik Ortaokulu' olarak değiştirilmesi için imza toplayan
veli, öğrenci ve öğretmenlerin bu durumu kendisine anlattığında, önce
şaşırdığını daha sonra mutlu olduğunu belirten Aysun Çelik, "O tarihten
sonra veliler, öğretmenler ve öğrenciler imza toplayarak okulun adının
değiştirilmesini istedi. Bana da sonradan bilgi verdiler. 'Biz böyle bir şey düşündük ama ne düşürsün, ne hissedersin' dediler. 'Gurur duyarım'
dedim" ifadelerini kullandı.İLK GÜNLER TABELAYA BAKAMADIM'Ancak okulun adının değişmesinin ardından bir süre çok zorlandığını anlatan Çelik, şöyle dedi:"İlk günlerde çok zor oldu. Özellikle tabelaya bakamadım. Sürekli
başım yerde içeri girdim. Sonra okulun adını uzun bir süre söyleyemedim. Telefonda bile sorduklarında, söyleyemedim. Artık söyleyebiliyorum.
Okulun tabelasına bakabiliyorum. Evet, gurur duyuyorum. Acısı ile
birlikte. Eşimin adını taşıyan bir okulda çalışmak bana gurur veriyor.
Zaten her zaman onunla gurur duydum. Beden olarak yanımda olmayabilir
ama ben hep onu yanımda hissediyorum. Bir şekilde benimle. Farklı bir
duygu. Bütün gün buradayım. Çocuklarla vakit geçirmek bana çok iyi
geliyor. Okulumu önce de çok seviyordum ama şimdi daha çok seviyorum."4 yıl önce Tunceli'den İzmir'e geldiklerini söyleyen Çelik, "Biz
İzmir'e 4 yıl önce Tunceli'den geldik. 2 yıl Tunceli'de kaldık. Orada
yüreğim ağzımda beklerdim. Bir şey olacak korkusu ile sabaha kadar
uyumazdım. Eşim kapıdan içeri girene kadar uyumazdım. Oradan geldik
artık tehlikeyi atlattığımızı düşündüm. Ama o olaydan sonra diken
üzerindeyiz. Burada müthiş bir korku hissediyorum. Keşke bana o fırsatı
verseler eski günlerime geri dönsem ve yeniden Tunceli'de yaşasam.
Herkes oradan kaçıyor ama burası bence çok daha tehlikeli." Çelik,
boynunda eşinin adını taşıyan kolyeyi ve yine eşinin isminin yer aldığı
künyeyi hiç çıkarmıyor. Okuldaki bir sınıf kapısında, şehit polis memuru Mehmet Çelik'in fotoğrafı ile özgeçmişi yer aldı. Aysun Çelik,
fotoğrafa her baktığında duygu dolu anlar yaşadığını anlattı.