Ege'ye Bakış gazetesi'nden Mert Delen'in haberine göre İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (İZSİAD) yapımına başladığı ve proje içerisinde Cumhuriyet Halk Partili eski milletvekillerinin de olduğu ‘Hayalinizdeki Köy: Mid Phokaia Ekoköy’ projesi; TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi tarafından yargıya taşındı. ekoköy adı altında lüks villa konutlarının yapıldığını savunan Mimarlar Odası, Foça Belediyesi’nin 14 parsel (Fevzi Çakmak Mahallesi, 504138 ada 4655 parsel ve 504147 ada 4652 parsel) için verilen ruhsatlara yönelik dava açtı. Belediyeden yapılan açıklamada ruhsatların hukuka uygun olduğu açıklanırken, ‘Mimarlar Odası’nın dava açma ehliyeti yok’ diyerek odaya yüklendi.Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yıldırım, konu ile ilgili Ege’ye Bakış’a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Uğur Yıldırım, belediyenin projeyi savunmak yerine Mimarlar Odası’na yüklenişinin ‘süreci bulandırmaya’ yönelik olduğunu dile getirdi. Yıldırım, “Kimse kimseyi kandırmasın! Burada yapılmak istenen çok net. Bir kent rantı üretiliyor. Biz de buna doğanın korunması adına itiraz ediyoruz. Biz mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.“PROJENİN İÇİNDEKİ AKTÖRLER SİYASETİN DE İÇİNDE OLAN İSİMLER”İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) tarafından hayata geçirilen ve CHP’li eski milletvekillerinin de projeye dahil olduğu bilinen proje için ‘olağan dışı rant elde ediliyor’ diyen Yıldırım, “Siyaseten bir yorum yapmak istemem ama buradaki projenin içerisinde aktörler siyasetin de içinde olan insanlar. Bizim kamusal olarak itiraz etmemizin sebebi bunun bir örnek teşkil edecek olması. 1/25000 planlarında yer alan 2 tane farklı madde bir şekilde harmanlanıyor. Ve aradan bir olağan dışında rant elde ediliyor. Yapılaşma hakkı elde edileceği iddia ediliyor. Ancak o iki madde, biri tarım diğeri de eko turizm üzerinden gelişen maddeler. İkisinde de esas olan doğanın korunması. Ancak bunlar gösterilerek 14 parselde 14 yapı yapma izni hakkı varken, 154 yapı yapma hakkı elde ediliyor” diye konuştu.
(Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yıldırım)“KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN! KENT RANTI ÜRETİLİYOR”Foça Belediyesi’nce yapılan savunmada ruhsat verilen yerlerin ‘yüksek teknolojili sera’ olduğu belirtildiği, ancak buna kimlerin karar verdiğini soran Yıldırım, “her serada neden banyo ve tuvalet var?” sorusunu sordu. ‘Kimse kimseyi kandırmasın. Burada bir kent rantı üretiliyor’ diyen Yıldırım, “154 yapının 140 tanesi sera olarak geçiyor. Belediyenin cevabında bu seraların yüksek teknolojili tarımsal seralar olduğu belirtiliyor. Ama kamuoyuna yansıyan bilgilerde bunların konut olduğunu biliyorsunuz. Sosyal medyada satışa çıkan reklam görsellerinde de görülüyor. Ayrıca Foça Belediyesi’nin nasıl bir birimi var ki ‘yüksek teknolojili tarım serası’ olduğunu değerlendirebiliyor! Ruhsatı kesen arkadaşlar hangi bilimsel bilgiyle bunun yüksek teknolojili tarım serası olduğuna karar verebiliyor? Ben bir mimar olarak bunu söyleyemem. Öncesinde nasıl bir denetim oluyor, sonra nasıl bir denetim olacak? Bundan 2 yıl sonra o alana gittiğimizde o yüksek teknolojili tarımsal seralar içerisinde son 2 yıl içinde ne kadar ürün alındığına dair bir bilgi alabilecek miyiz? Ya da neden her yüksek teknolojili tarımsal serada tuvalet ve banyo var? Bunlar sorgulanması gereken konular. Kimse kimseyi kandırmasın! Burada yapılmak istenen çok net. Bir kent rantı üretiliyor. Biz de buna doğanın korunması adına itiraz ediyoruz. Biz mücadelemize devam edeceğiz. Hukukun da burada gerçekten halk adına doğru bir karar vereceğini, kentin geleceği ve doğası için kentin ormanını ve tarım alanını koruyacağına dair inancımız var. Kamunun da bu konuyu üstleneceğine, toplumun da bu projeye itiraz edeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.“BELEDİYE SÜRECİ BULANDIRMAYA ÇALIŞIYOR”Belediyenin, Mimarlar odası için ‘Dava açma ehliyeti yok’ demesinin dava sürecini zorlaştırmaya yönelik olduğunu ifade eden Yıldırım, “Foça Belediyesi’nin bu şekilde adım atmasının en büyük sebebi de biraz da topu kamuoyu çerçevesinde işlemeye çalışması. Çünkü cevabının dışında bunu açıklama olarak da iletiyor aslında. Mahkemeye sunulan bir evrakta yazan bir şey değil. Aslına bakarsanız biraz süreci bulandırmaya yönelik bir çaba. Çünkü şöyle: Bizim dava ehliyetimiz olsun olmasın. ‘Belediyece verilen bu ruhsatın hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum’ diye bir vatandaş dilekçesi de olabilirdi. Ruhsatın hukuka uygunluğunu ispat etmek yerine, karşı tarafın dava açma ehliyetini sorgulatmak, süreci daha çetrefilli bir hale getirmeye çalışmaktan başka bir şey değil” şeklinde konuştu.
“BELEDİYE YAPTIĞI YANLIŞI KABUL ETMİYOR”Foça Belediyesi’nin, ‘Mimarlar Odası’nın dava açma hakkı yok’ açıklaması için konuşan Yıldırım; “Türkiye’deki hukuk sisteminde bazı konularda, Mimarlar Odası’nın dava açma yetkisinin olup olmadığına dair ‘dava açma yetkisi yoktur’ diye mahkemelerden direkt denilebiliyor. Ama bu konuda, mahkeme başvurumuzu kabul etti. 14 ayrı parsel için yaptığımız tek dava dosyasını ‘esastan’ kabul etti. Bu süreçten sonra mahkemenin bize ‘dava açma yetkiniz yoktur’ şeklinde bir dönüş yapacağını beklemiyoruz. Kaldı ki biz burada bir plana dava açmıyoruz. Biz burada bir ruhsat işlemine dava açıyoruz. Pek tabii ki imar esas konularıyla ilgili yürütmede, Mimarlar Odası’nın kamu adına böyle bir itiraza hakkı vardır. Tabii ki belediye süreci ve yaptığı yanlışı kabul etmediği için bu şekilde cevaplayacağını az çok tahmin ediyorduk” diye konuştu.“TEK DAVA OLMASI MAHKEMENİN KONUYU ANLAMAYA ÇALIŞTIĞINA İŞARET”Mahkemenin 14 parsel için açılan davayı 1 dava olarak esas alması, süreci olumlu etkilediğine dikkat çeken Yıldırım, “Mahkeme baştan eğer bir olumsuzlukla başlasaydı, gerçekten bize bir ret yanıtı verebilirdi. Ya da 14 ayrı parsel için 14 ayrı dava açın diyebilirdi. Ancak mahkeme esastan kabul etti ve tek dava olarak bakıyor. Bu bizim için aslında mahkemenin konuyu anlamak istediğine dair gösterge. Sürecin bundan sonraki aşamasında biz tabii ki cevaben bir hazırlık içerisindeyiz. Davaya istinaden iletmeniz gereken bir şey var mı diye mahkeme bize bir görüş soracaktır. Sonrasında mahkeme eğer teknik incelemeye ihtiyaç duymazsa karara gidecektir ki burada yürütmeyi durdurma bekliyoruz. Yok teknik incelemeye ihtiyaç duyarsa bir bilirkişi atanması süreci olacaktır” ifadelerini kullandı.
“DEĞİŞEN YÖNETİMDEN FARKLI TAVIR BEKLEDİK”31 Mart yerel seçiminde belediye başkan ve yönetiminin değişmesi sonrasında, davaya karşı tutumun değişmesini umduklarını söyleyen Yıldırım; “Biz Foça’da yönetimin değişmesinden sonra farklı bir tavır beklerdik. Yeni yönetimin tavrı eski yönetimle aynı. Şu an gördüğümüz bu. İç işleyişte, bu cevap daha önceden hazırlanmış da olabilir. Tabii bilemeyiz bunu. Eğer yeni yönetimin tavrı üzerinden hazırlanmış bir cevapsa da ortada hemen hemen aynılaşan bir tavır var” dedi.
(Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yıldırım)“KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN! KENT RANTI ÜRETİLİYOR”Foça Belediyesi’nce yapılan savunmada ruhsat verilen yerlerin ‘yüksek teknolojili sera’ olduğu belirtildiği, ancak buna kimlerin karar verdiğini soran Yıldırım, “her serada neden banyo ve tuvalet var?” sorusunu sordu. ‘Kimse kimseyi kandırmasın. Burada bir kent rantı üretiliyor’ diyen Yıldırım, “154 yapının 140 tanesi sera olarak geçiyor. Belediyenin cevabında bu seraların yüksek teknolojili tarımsal seralar olduğu belirtiliyor. Ama kamuoyuna yansıyan bilgilerde bunların konut olduğunu biliyorsunuz. Sosyal medyada satışa çıkan reklam görsellerinde de görülüyor. Ayrıca Foça Belediyesi’nin nasıl bir birimi var ki ‘yüksek teknolojili tarım serası’ olduğunu değerlendirebiliyor! Ruhsatı kesen arkadaşlar hangi bilimsel bilgiyle bunun yüksek teknolojili tarım serası olduğuna karar verebiliyor? Ben bir mimar olarak bunu söyleyemem. Öncesinde nasıl bir denetim oluyor, sonra nasıl bir denetim olacak? Bundan 2 yıl sonra o alana gittiğimizde o yüksek teknolojili tarımsal seralar içerisinde son 2 yıl içinde ne kadar ürün alındığına dair bir bilgi alabilecek miyiz? Ya da neden her yüksek teknolojili tarımsal serada tuvalet ve banyo var? Bunlar sorgulanması gereken konular. Kimse kimseyi kandırmasın! Burada yapılmak istenen çok net. Bir kent rantı üretiliyor. Biz de buna doğanın korunması adına itiraz ediyoruz. Biz mücadelemize devam edeceğiz. Hukukun da burada gerçekten halk adına doğru bir karar vereceğini, kentin geleceği ve doğası için kentin ormanını ve tarım alanını koruyacağına dair inancımız var. Kamunun da bu konuyu üstleneceğine, toplumun da bu projeye itiraz edeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.“BELEDİYE SÜRECİ BULANDIRMAYA ÇALIŞIYOR”Belediyenin, Mimarlar odası için ‘Dava açma ehliyeti yok’ demesinin dava sürecini zorlaştırmaya yönelik olduğunu ifade eden Yıldırım, “Foça Belediyesi’nin bu şekilde adım atmasının en büyük sebebi de biraz da topu kamuoyu çerçevesinde işlemeye çalışması. Çünkü cevabının dışında bunu açıklama olarak da iletiyor aslında. Mahkemeye sunulan bir evrakta yazan bir şey değil. Aslına bakarsanız biraz süreci bulandırmaya yönelik bir çaba. Çünkü şöyle: Bizim dava ehliyetimiz olsun olmasın. ‘Belediyece verilen bu ruhsatın hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum’ diye bir vatandaş dilekçesi de olabilirdi. Ruhsatın hukuka uygunluğunu ispat etmek yerine, karşı tarafın dava açma ehliyetini sorgulatmak, süreci daha çetrefilli bir hale getirmeye çalışmaktan başka bir şey değil” şeklinde konuştu.“BELEDİYE YAPTIĞI YANLIŞI KABUL ETMİYOR”Foça Belediyesi’nin, ‘Mimarlar Odası’nın dava açma hakkı yok’ açıklaması için konuşan Yıldırım; “Türkiye’deki hukuk sisteminde bazı konularda, Mimarlar Odası’nın dava açma yetkisinin olup olmadığına dair ‘dava açma yetkisi yoktur’ diye mahkemelerden direkt denilebiliyor. Ama bu konuda, mahkeme başvurumuzu kabul etti. 14 ayrı parsel için yaptığımız tek dava dosyasını ‘esastan’ kabul etti. Bu süreçten sonra mahkemenin bize ‘dava açma yetkiniz yoktur’ şeklinde bir dönüş yapacağını beklemiyoruz. Kaldı ki biz burada bir plana dava açmıyoruz. Biz burada bir ruhsat işlemine dava açıyoruz. Pek tabii ki imar esas konularıyla ilgili yürütmede, Mimarlar Odası’nın kamu adına böyle bir itiraza hakkı vardır. Tabii ki belediye süreci ve yaptığı yanlışı kabul etmediği için bu şekilde cevaplayacağını az çok tahmin ediyorduk” diye konuştu.“TEK DAVA OLMASI MAHKEMENİN KONUYU ANLAMAYA ÇALIŞTIĞINA İŞARET”Mahkemenin 14 parsel için açılan davayı 1 dava olarak esas alması, süreci olumlu etkilediğine dikkat çeken Yıldırım, “Mahkeme baştan eğer bir olumsuzlukla başlasaydı, gerçekten bize bir ret yanıtı verebilirdi. Ya da 14 ayrı parsel için 14 ayrı dava açın diyebilirdi. Ancak mahkeme esastan kabul etti ve tek dava olarak bakıyor. Bu bizim için aslında mahkemenin konuyu anlamak istediğine dair gösterge. Sürecin bundan sonraki aşamasında biz tabii ki cevaben bir hazırlık içerisindeyiz. Davaya istinaden iletmeniz gereken bir şey var mı diye mahkeme bize bir görüş soracaktır. Sonrasında mahkeme eğer teknik incelemeye ihtiyaç duymazsa karara gidecektir ki burada yürütmeyi durdurma bekliyoruz. Yok teknik incelemeye ihtiyaç duyarsa bir bilirkişi atanması süreci olacaktır” ifadelerini kullandı.“DEĞİŞEN YÖNETİMDEN FARKLI TAVIR BEKLEDİK”31 Mart yerel seçiminde belediye başkan ve yönetiminin değişmesi sonrasında, davaya karşı tutumun değişmesini umduklarını söyleyen Yıldırım; “Biz Foça’da yönetimin değişmesinden sonra farklı bir tavır beklerdik. Yeni yönetimin tavrı eski yönetimle aynı. Şu an gördüğümüz bu. İç işleyişte, bu cevap daha önceden hazırlanmış da olabilir. Tabii bilemeyiz bunu. Eğer yeni yönetimin tavrı üzerinden hazırlanmış bir cevapsa da ortada hemen hemen aynılaşan bir tavır var” dedi. 
