İnsanlar sansürü bir şekilde aşmaya çalışırken; verilerini kaptırıyor. Üstelik meydan da dezenformasyonculara kalıyor!Nasıl mı?
Başlatayım anlatmaya…
Eskiden bilgiye ulaşmak zordu, şimdi de bilgiye ulaşmanın yolları kapatılıyor!
Kapatılan yolları aşmak isteyenler de; VPN’ler, DNS değişiklikleri ile bilinmez bir girdaba sürükleniyorlar. İşte insanların girdiği bu arayışlar, sansürün yarattığı büyük bir paradoksun eseridir. Çünkü erişim engellenince, bu engelleri aşmak için türlü yöntemler deneniyor. İşte bu yöntemler de, büyük güvenlik açıklarını beraberinde getiriyor! Çünkü engeli aşmak için paradan da kaçınıp, bedava VPN kullanıyorsunuz. Bedelini de verilerini kaptırarak ödüyorsunuz! DNS ayarlarını değiştiriyorsunuz; bu kez de, kimlik bilgilerinizi dolandırıcılara kaptırıyorsunuz. Erişiminiz engellenmesin diye kırk takla atarken, kırk kapıdan veriler uçuyor…
Üstelik; sansürün kendisi başlı başına bir problemdir. Zira engellenen içerikler internetten yok olmuyor. Tam tersine, daha da güçlenerek geri dönüyor. Yakındığımız dezenformasyon; yapılan sansürün ürünüdür. Çünkü uygulanan sansürle birlikte, doğru bilgiye ulaşmak zorlaşıyor, yanlış bilgi ise kök salıyor! En kötüsü de; yanlış bilgiyi düzeltmek isteyenler pes edince, yanlış ve yanıltıcı bilgiler artık kalıcı oluyor!
İşin asıl ironik yanı da; sansür uygulayan hükümetler, kendi vatandaşlarının bilgilerini yabancı devletlerin eline veriyor. Çünkü sansürü aşmak için bedava VPN kullananlar artıyor ve bu kullanıcıların verileri yabancı sunuculara geçiyor. Sansürü aşmanın diğer bir yöntemi olan DNS değişiklikleriyle de internet trafiği yurt dışındaki gözlere açılıyor! Yani sansür, sadece bilgiye ulaşmayı zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda ulusal güvenliği de riske atıyor!
İşte bu; devletlerin vatandaşlarını koruyamaması, hatta onların güvenliğini tehlikeye atması demektir.
***
Öyleyse, erişim engellemeleri yerine; doğru bilgiyi sağlamanın yollarını bulmak lazım. Yoksa uygulanan sansür, bu gidişle hepimizin başına daha büyük dertler açacak.
Başlatayım anlatmaya…
Eskiden bilgiye ulaşmak zordu, şimdi de bilgiye ulaşmanın yolları kapatılıyor!
Kapatılan yolları aşmak isteyenler de; VPN’ler, DNS değişiklikleri ile bilinmez bir girdaba sürükleniyorlar. İşte insanların girdiği bu arayışlar, sansürün yarattığı büyük bir paradoksun eseridir. Çünkü erişim engellenince, bu engelleri aşmak için türlü yöntemler deneniyor. İşte bu yöntemler de, büyük güvenlik açıklarını beraberinde getiriyor! Çünkü engeli aşmak için paradan da kaçınıp, bedava VPN kullanıyorsunuz. Bedelini de verilerini kaptırarak ödüyorsunuz! DNS ayarlarını değiştiriyorsunuz; bu kez de, kimlik bilgilerinizi dolandırıcılara kaptırıyorsunuz. Erişiminiz engellenmesin diye kırk takla atarken, kırk kapıdan veriler uçuyor…
Üstelik; sansürün kendisi başlı başına bir problemdir. Zira engellenen içerikler internetten yok olmuyor. Tam tersine, daha da güçlenerek geri dönüyor. Yakındığımız dezenformasyon; yapılan sansürün ürünüdür. Çünkü uygulanan sansürle birlikte, doğru bilgiye ulaşmak zorlaşıyor, yanlış bilgi ise kök salıyor! En kötüsü de; yanlış bilgiyi düzeltmek isteyenler pes edince, yanlış ve yanıltıcı bilgiler artık kalıcı oluyor!
İşin asıl ironik yanı da; sansür uygulayan hükümetler, kendi vatandaşlarının bilgilerini yabancı devletlerin eline veriyor. Çünkü sansürü aşmak için bedava VPN kullananlar artıyor ve bu kullanıcıların verileri yabancı sunuculara geçiyor. Sansürü aşmanın diğer bir yöntemi olan DNS değişiklikleriyle de internet trafiği yurt dışındaki gözlere açılıyor! Yani sansür, sadece bilgiye ulaşmayı zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda ulusal güvenliği de riske atıyor!
İşte bu; devletlerin vatandaşlarını koruyamaması, hatta onların güvenliğini tehlikeye atması demektir.
***
Uzun sözün kısası şu oluyor:
İnsanlar sansürü aşmaya ve internetteki bilgiye ulaşmaya çalışırken, verilerini kötü amaçlı kişilere kaptırıyor. Bir de, doğru bilgiye erişmek isterken, yanlış bilginin bataklığına saplanıyorlar.İşte size sansürün acı tablosu.
Bu tabloya baktığınızda, sansürün sadece içerikleri değil, bilginin doğruluğunu, vatandaşın güvenliğini ve toplumun sağlığını da tehdit ettiğini görüyoruz!Öyleyse, erişim engellemeleri yerine; doğru bilgiyi sağlamanın yollarını bulmak lazım. Yoksa uygulanan sansür, bu gidişle hepimizin başına daha büyük dertler açacak.