Bu operasyonların sonuncusu Samanyolu, Bugün Televizyonu, Samanyolu Haber, Kanaltürk, Irmak TV, Mehtap TV ve Yumurcak TV’nin Digitürk yayın platformundan çıkarılmasıdır. Bu operasyon basit bir sansür girişimi değildir. Çok daha vahim, daha korkunç ve endişe verici bir basın darbesidir.Darbe Türk insanının haber alma ve iletişim özgürlüğüne indirilmiştir. Bu darbenin zamanlaması ve şekli saray sakininin despot otokrasisini sürdürmek için artık göze alamayacağı hiçbir zorbalık türü kalmadığını ortaya koyması bakımından uyarıcıdır. Görmeyen gözler için son ışık, işitmeyen kulaklar için son ses gibidir. 1 Kasım’ın bir hukuka, demokrasiye ve özgürlüğe dönüş için yegane şansımız olduğunu gösteren ibretlik bir hadisedir.
SARAY TÜM GÖRSEL MEDYAYI KENDİNE BAĞLIYOR Digitürk yayın platformuna Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından 24.05.2013 tarihinde güya Çukurova Grubundan birtakım alacakların tahsili amacıyla el konuldu. Oysa bu grup esasında yasalar çerçevesinde belli yasal esnekliklerin uygulanması halinde bütün borçlarının altından kalkabilecek güçte bir kuruluştu.Ancak yegane niyeti kendi tek adam rejimini tesis etmek olan şimdinin saray sakini, o dönemin başbakanı Digitürk’ü kendi hakimiyetinde bir yayın ve iletişim platformu haline getirmek için TMSF’yi kullandı. Maksadı bütün görsel medyayı kendine bağlamak, onların üzerinde ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi platformdan atılma tehdidini sallandırmaktı.Böylece özellikle seçim dönemlerinde kendi istediği gibi yayın yapmayan medya kuruluşlarını dilediği anda susturup karartabilecekti. İşte 7 Kanalın Digitürk yayın platformundan atılmasının nedeni budur. Kendi zorbalığına son verip özgürlüğün şafağını doğuracak olan 1 Kasım Seçimleri öncesinde insanımızın bilgilenme, haber alma ve iletişim kurma anayasal özgürlük hakkını ortadan kaldırmaktır. Çünkü korku hem de çok yakın dağları mekan tutmuştur.TÜRKİYE BU KIŞI DONARAK GEÇİREBİLİRTürkiye belki de dünya tarihindeki en büyük siyasi ve ekonomik cürümleri işlemiş olduğu için mutlak otokratik iktidarını her ne pahasına olursa olsun sürdürmeye çalışan bir otokratın tehdidi altındadır. Güzel ülkemiz hem de çok sert geçeceği söylenen bir kış öncesinde yangın yerine çevrilmiştir.Tam bir siyasi ve sosyal felakete dönüşen Suriye krizi bulunduğumuz noktada tam bir enerji felaketine dönüşmek üzeredir. Isınmak, aydınlanmak ve üretmek için muhtaç olduğumuz doğal gazın vanaları saray otokratının kirli hesapları nedeniyle Rusya tarafından her an kapatılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi Rus Gazprom şirketinin Türk akımı projesinin hem çapını küçültüp hem de bir yıl ertelemesi bu tehlikenin çok ciddi bir sinyalidir.Eğer Rusya bu noktaya gelmezse bu bilin ki otokratın kapalı kapılar arkasında Türk Milletinin cebinden ve geleceğinden vereceği bir dizi hayati tavizin sonucunda gelmeyecektir. İşte saray zorbası bütün bunların 1 Kasım öncesinde insanımız tarafından öğrenilmesini ve seçimlerde buna göre oy kullanmasını önüne geçmek istemiştir. 7 Kanalın Digitürk platformundan atılmasının tek nedeni budur. DİGİTÜRK'ÜN YAYIN KARARTMASINA TEPKİMİZİ GÖSTERELİM Bilgilenmek, haber almak ve iletişim kurmak saray zorbası tarafından sürekli çiğnense de mevcut anayasamızın Türkiye vatandaşlarına tanıdığı temek özgürlük haklarından birisidir. İzmirliler olarak bu hakkımıza şimdiye kadar olduğu sahip çıkalım.Bu hakkımızın sözde bir yargıç kararı uyma bahanesiyle çiğneyen Digitürk’e tepkimizi hemen gösterelim. Digitürk’ün yaptığı sözleşmelere aykırı olarak sözde gerekçelerle saray despotunun arzularına göre yayın karartması uygulamasına kesinlikle razı olmayacağımızı gösterelim. Sevgili İzmirli hemşerilerim gün iletişim ve haberleşme özgürlüğümüze sahip çıkma günüdür. Gün saray zorbasının el koyduğu kurumların keyfi uygulamalarına karşı çıkma günüdür. İzmir medeniyetine yakışan tepkiyi göstereceğimizden hiç şüphem yok!
SARAY TÜM GÖRSEL MEDYAYI KENDİNE BAĞLIYOR Digitürk yayın platformuna Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından 24.05.2013 tarihinde güya Çukurova Grubundan birtakım alacakların tahsili amacıyla el konuldu. Oysa bu grup esasında yasalar çerçevesinde belli yasal esnekliklerin uygulanması halinde bütün borçlarının altından kalkabilecek güçte bir kuruluştu.Ancak yegane niyeti kendi tek adam rejimini tesis etmek olan şimdinin saray sakini, o dönemin başbakanı Digitürk’ü kendi hakimiyetinde bir yayın ve iletişim platformu haline getirmek için TMSF’yi kullandı. Maksadı bütün görsel medyayı kendine bağlamak, onların üzerinde ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi platformdan atılma tehdidini sallandırmaktı.Böylece özellikle seçim dönemlerinde kendi istediği gibi yayın yapmayan medya kuruluşlarını dilediği anda susturup karartabilecekti. İşte 7 Kanalın Digitürk yayın platformundan atılmasının nedeni budur. Kendi zorbalığına son verip özgürlüğün şafağını doğuracak olan 1 Kasım Seçimleri öncesinde insanımızın bilgilenme, haber alma ve iletişim kurma anayasal özgürlük hakkını ortadan kaldırmaktır. Çünkü korku hem de çok yakın dağları mekan tutmuştur.TÜRKİYE BU KIŞI DONARAK GEÇİREBİLİRTürkiye belki de dünya tarihindeki en büyük siyasi ve ekonomik cürümleri işlemiş olduğu için mutlak otokratik iktidarını her ne pahasına olursa olsun sürdürmeye çalışan bir otokratın tehdidi altındadır. Güzel ülkemiz hem de çok sert geçeceği söylenen bir kış öncesinde yangın yerine çevrilmiştir.Tam bir siyasi ve sosyal felakete dönüşen Suriye krizi bulunduğumuz noktada tam bir enerji felaketine dönüşmek üzeredir. Isınmak, aydınlanmak ve üretmek için muhtaç olduğumuz doğal gazın vanaları saray otokratının kirli hesapları nedeniyle Rusya tarafından her an kapatılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi Rus Gazprom şirketinin Türk akımı projesinin hem çapını küçültüp hem de bir yıl ertelemesi bu tehlikenin çok ciddi bir sinyalidir.Eğer Rusya bu noktaya gelmezse bu bilin ki otokratın kapalı kapılar arkasında Türk Milletinin cebinden ve geleceğinden vereceği bir dizi hayati tavizin sonucunda gelmeyecektir. İşte saray zorbası bütün bunların 1 Kasım öncesinde insanımız tarafından öğrenilmesini ve seçimlerde buna göre oy kullanmasını önüne geçmek istemiştir. 7 Kanalın Digitürk platformundan atılmasının tek nedeni budur. DİGİTÜRK'ÜN YAYIN KARARTMASINA TEPKİMİZİ GÖSTERELİM Bilgilenmek, haber almak ve iletişim kurmak saray zorbası tarafından sürekli çiğnense de mevcut anayasamızın Türkiye vatandaşlarına tanıdığı temek özgürlük haklarından birisidir. İzmirliler olarak bu hakkımıza şimdiye kadar olduğu sahip çıkalım.Bu hakkımızın sözde bir yargıç kararı uyma bahanesiyle çiğneyen Digitürk’e tepkimizi hemen gösterelim. Digitürk’ün yaptığı sözleşmelere aykırı olarak sözde gerekçelerle saray despotunun arzularına göre yayın karartması uygulamasına kesinlikle razı olmayacağımızı gösterelim. Sevgili İzmirli hemşerilerim gün iletişim ve haberleşme özgürlüğümüze sahip çıkma günüdür. Gün saray zorbasının el koyduğu kurumların keyfi uygulamalarına karşı çıkma günüdür. İzmir medeniyetine yakışan tepkiyi göstereceğimizden hiç şüphem yok!