Dişlerimizde görülen eğrilikler (ortodonti bozukluklar) aslında iki
ayrı kökenden gelir. Bu nedenle tedavi yöntemleri, süresi, maliyet ve
tedavi sonunda oluşan değişiklikler de problemin etiyolojisine göre
farklılık gösterir.Ortodonti Uzmanı Doç. Dr. Ruhi Nalçacı, birinci problemin aslında
toplumda en sık görülen dişsel kökenli bozukluklar olduğunu belirterek
sözlerine şunları ekledi: "Hemen her bireyde az veya çok miktarda diş
çapraşıklığı bulunabilir. Genel olarak dişsel ortodontik bozuklukları;
çapraşıklık, öne veya arkaya eğik dişler, dişlerin arasında boşluk
olması, diğer dişlere göre dönmüş dişler, köpek dişlerinin yukarda
kalması olarak sıralayabiliriz. İkinci problem ise iskeletsel kökenli
problemlerdir. Toplumda dişsel problemler göre daha az görülmekle
birlikte çene ve yüz yapımızda estetik bozukluklarla beraber öne çıkan
daha ağır vakalardır. Üst çenenin veya alt çenenin normalden önde
olması, geride olması, çenelerin yana kayması, çene asimetrileri,
çenelerin birbirini yeterli örtmediği ön açık kapanış (openbite) gibi
problemler olarak sıralanabilir. Bazen bu vakalarda ciddi estetik ve
fonksiyonel problemler de duruma eşlik eder."Doç. Dr. Nalçacı, sözlerine şöyle devam etti: "Hastalarımız tarafında en fazla merak edilen konulardan biri ortodontik tedavinin hangi yaşta
yapılması gerektiği, en doğru yaşın ne zaman olduğu, veya bize başvuran
hastanın geç kalıp kalmadığıdır. Kimi zaman bazı hasta velileri 7
yaşında çocuğuyla beraber kliniğimizden içeri girerek panik içinde
çocuğumun dişleri eğri çıktı tedaviye geç mi kaldım şeklinde sorular
yöneltebilmektedir. Aslında dişsel problemlerde yaş sınırlaması yoktur.
Yani birey 65 yaşında olsa bile ağızda sağlıklı ve yeterli kalınlıkta
kemik, sağlıklı diş eti ve sağlıklı diş varsa ortodontik tedavi
görebilir. Dişler hayat boyu hareket edebilir. Ama yine de tedaviyi
erken dönemde yaptırmak kemik fizyolojisi daha hızlı olduğundan dolayı
her zaman daha kolay ve avantajlıdır. Günümüzde gelişen teknolojiye
bağlı olarak artık ileri yaşlarda olan bir çok birey ortodontik tedavi
için bizlere başvurmaktadır.Ortodontik tedavi için geç kalmış, büyüme gelişiminin bittiği el
bilek röntgeni ile tespit edilmiş hastalar yine de tedavi edilebilir
ancak tedavi şekli farklılaşır. Bozuk olan çeneler yalnızca ortodontik
tedavi ile değil ortodontik tedavi ile birlikte planlanan çene cerrahisi (ortognatik cerrahi) ile düzeltilebilir. Geç kalmış çene
bozukluklarında alt ve üst çene ilk olarak ortodontik tedavi ile düzgün
bir hale getirilir. Daha sonra çeneler hazır olunca plastik cerrah
iskeletsel bozukluğu tedavi eder. Ortognatik cerrahi, uzman bir ekip,
tam teşekküllü bir hastahane ortamı ve doğru bir planlama gerektirir.
Tedavi planlaması düzgün oluşturulmadan yapılan ameliyatlar başarısız
estetik sonuçlara dolayısıyla tekrarlayan ameliyatlara sebep olabilir.
Ne yazık ki bazen çene cerrahları ortodontik planlama ve tedavi
olmaksızın ameliyatlar yapmakta bu vakalar daha sonra estetik ve
fonksiyonel şikayetlerle tekrar bizlere başvurmaktadır."Çene düzeltme ameliyatlarının, sistemik açıdan sağlıklı bireylerde
yapılmasından dolayı hastaların en kolay toparlandığı ameliyatlardan
olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ruhi Nalçacı, "Çene ameliyatları ağız içinde
yapıldığından dolayı estetik açıdan bozukluk oluşturacak bir ameliyat
izi oluşturmaz" dedi.Özetlemek gerekirse; çene cerrahisi veya diğer adıyla Ortognatik
cerrahi,ihtiyaç duyan bireylerde sabır gerektiren ama oldukça başarılı
sonuçları ile de kişinin yaşamına estetik ve fonksiyon açısından büyük
katkılar sağlayan, ortodonti ve tıp birlikteliğinde yapılan
tedavilerdir.
SAĞLIK
20 Aralık 2017 - 09:52
Çene problemleri uykuyu etkiler mi?
Ortodontik sorunlardan biri de çenelerimizden kaynaklı iskeletsel problemlerdir. Bazı bireylerde geride yerleşmiş alt çene, nefes alma problemlerine ve uyku apnesi denilen uyku sırasında nefes almanın geçici olarak durmasına neden oluşturabilir.
SAĞLIK
20 Aralık 2017 - 09:52