Benlerin bir kısmı güneşin etkisiyle, bir kısmı da genetik yatkınlık nedeniyle artar. Özellikle açık tenli kişilerde, güneşe fazla maruz kalmak benlerin sayısını ve görünümünü etkileyebilir. Bazen bir benin renginde koyulaşma, büyüme, kaşınma veya kabuklanma gibi değişiklikler fark ederiz. İşte tam da bu noktada dikkatli olmak gerekir; çünkü bazı benler zaman içinde “melanom” adı verilen ciddi bir cilt kanserine dönüşebilir.
Ben takibinde kullandığımız ABCDE kuralı, hem hastalarımız hem de biz hekimler için yol göstericidir:
A (Asimetri): Benin iki yarısı birbirine benzemiyorsa,
B (Border/Kenar): Kenarları düzensizse,
C (Color/Renk): Renk tonu içinde farklılıklar varsa,
D (Diameter/Çap): 6 mm’den büyükse,
E (Evolution/Değişim): Ben zamanla büyüyor, kanıyor veya kaşınıyorsa, mutlaka bir dermatolog tarafından değerlendirilmelidir.
Benlerin düzenli takibi, erken teşhis açısından büyük önem taşır. Dermatologlar tarafından dermatoskopla yapılan detaylı inceleme sayesinde benler büyütülmüş şekilde değerlendirilir, fotoğrafla kayıt altına alınır ve zaman içindeki değişimleri takip edilir. Özellikle çok sayıda beni olan kişiler için bu kontroller yılda bir kez yapılmalıdır.
Tedaviye gelince… Her ben alınmak zorunda değildir. Ancak estetik açıdan rahatsız eden, sık tahriş olan veya şüpheli görünüme sahip benler alınabilir. Günümüzde bu işlem iki şekilde yapılır:
Dermatoskopik muayenede iyi huylu olduğu görülmüş renkli benlerde, ayrıca saplı et benleri ve damar benlerinde lazerle tedavi etkili, konforlu ve minimal iz bırkabilen bir yöntemdir.
Derin veya şüpheli benlerde ise cerrahi eksizyon tercih edilir. Bu yöntemde ben lokal anestezi altında tamamen çıkarılır ve patolojik inceleme için laboratuara gönderilir. Yara yeri dikilerek kapatılır. İşlem sonrası estetik dikişle minimal dikiş izi kalır.
Halk arasında benlere dokunulunca kötüleşeceğii şeklinde yanlış bir inanış vardır. Aksine şüpheli olduğu tespit edilen bir ben mutlaka çıkarılmalıdır. Burada önemli olan eğer ben şüpheli ise alındığı bölgeden tamamen temizlenmeli, geriye doku bırakılmamalıdır. Yine bu konuda çok yanlış bir başka inanış da benlerin bir krem ya da asitli bir sıvıyla temizlenebileceği yönündedir. Bu benin tamamının düzgün bir şekilde yok edilmesini sağlamayacağı gibi, beni tahriş ederek kötü huylu değişiklikleri tetikleyebilir ve sonrasında düzeltilmesi güç yara izleri de bırakabilir.
Güneşten korunmak, benlerin sağlığı açısından önemlidir. Koruyucu krem kullanmak, solaryumdan uzak durmak ve ciltteki değişimleri gözlemlemek, hem yeni ben oluşumunu azaltır hem de var olanların güvenli kalmasını sağlar.
Benler küçük olabilir ama söyledikleri çok şey vardır. Cildinizi tanıyın, değişimleri fark edin ve yılda bir kez ben muayenesi yaptırmayı ihmal etmeyin. Erken fark edilen bir değişim, hayat kurtarabilir.











