ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela ile tırmanan gerilimle ilgili Twitter hesabı üzerinden bir paylaşım yaptı.Trump, "Maduro, ABD yaptırımları ve petrol gelirlerinin kesilmesinin ardından
muhalefetle müzakere etmeye niyetli. Guaido, Venezuela Yüksek Mahkemesi
tarafından hedef alınıyor. Bugün kitlesel gösteriler bekleniyor. ABD
vatandaşları bir sonraki bildirime kadar Venezuela'ya seyahat
etmesinler" ifadelerini kullandı.ABD ÇEMBERİ DARALTIYOR, MADURO DİRENİYORVenezuela'da son bir haftada oldukça hızlı gelişen siyasi krizde seçilmiş Devlet
Başkanı Nicolas Maduro, "emperyal güçlerin darbe" girişimine karşı halkı ne pahasına olursa olsun direnmeye çağırırken, Maduro'nun "kukla"
dediği muhalif lider Juan Guaido özellikle Batılı ülkelerden aldığı
destekle yönetimde iddia ettiği haktan vazgeçmiyor. ABD yönetiminin
Maduro'dan "en kısa sürede kurtulmak" istediği, bu amaca ulaşmak için de ekonomik, askeri, siyasi birçok baskı yönteminin seçenekler arasında
olduğu anlaşılıyor.Venezuela'nın bir haftadır dünya gündeminde üst sıralarda yer almasına neden olan
olaylar, Devlet Başkanı Maduro'nun mayıs ayında ikinci kez devlet
başkanlığı seçimini kazanması ve 10 Ocak'ta yemin ederek göreve
başlamasından sonra gelişti.Muhalefetin kontrolündeki Ulusal
Meclisin Başkanı Juan Guaido, Maduro'nun yemin etmesinden iki hafta
geçmeden 23 Ocak'ta kendisini "devlet başkanı" ilan etti ve başkanlık
yemini etti. Guaido, seçimi ana muhalefetin boykot ettiğini, bu yüzden
yüzde 68 oy alsa bile Maduro'nun meşruiyetinin olmadığını iddia
ediyordu.Maduro ise ABD tarafından hazırlanan bir darbeyle karşı
karşıya olduğunu belirterek ABD yönetimiyle ilişkileri kestiğini
duyurdu. Maduro, başkent Caracas'taki ABD Büyükelçiliğinde görevli
diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 72 saat süre verdi. Amerikalı
diplomatların bir kısmı bu sürede Venezuela'dan ayrıldı.ABD
yönetimi, çok hızlı şekilde Guaido'yu Venezuela'nın geçici devlet
başkanı olarak tanıdığını açıkladı. Kısa sürede ABD'ye, Avustralya,
Kanada, Kolombiya, Peru, Ekvador, Paraguay, Brezilya, Şili, Panama,
Arjantin, Kosta Rika ve Guatemala gibi ülkeler katıldı. Meksika,
Türkiye, Rusya, Küba, Çin ve Bolivya ise Maduro'nun seçilmiş devlet
başkanı olarak görevde kalması gerektiğini açıkladı.ABD yönetimi, tüm dünyaya "tarafınızı seçin" mesajı verirken, Avrupa
ülkelerinden Guaido'ya destek, Maduro'ya ise "bırak" çağrıları geldi.Almanya, İngiltere, Fransa ve İspanya, 26 Ocak'ta Maduro'ya ültimatom vererek 8
gün içinde seçime gidileceğini açıklamazsa Guaido'ya destek
vereceklerini açıkladı. Avrupa Birliği de yeniden seçim yapılması
çağrısına katıldı.ABD 'EN KISA SÜREDE' KURTULMAK İSTİYORAvrupa ülkelerinin verdiği sürenin dolmasına 3 gün kala Venezuela'yı gelecekte nelerin beklediği sorusu belirsizliğini koruyor. Maduro, "emperyal
güçlerin darbe" girişimine karşı halkı ne pahasına olursa olsun
direnmeye çağırırken, Maduro'nun "kukla" dediği Guaido özellikle Batılı
ülkelerden aldığı destekle yönetimde iddia ettiği haktan vazgeçmiyor.Bu şartlar altında Venezuela'da durumun nasıl gelişeceğini tahmin etmek
oldukça zor görünüyor. Guaido'nun öne çıkarak kendisini devlet başkanı
ilan etmesi, Donald Trump yönetiminin bu adımı tanıması, hemen ardından
birçok ülkenin de kısa sürede ABD'yi takip etmesi, bütün bunların
önceden hazırlanmış ve üzerinde çalışılmış bir eylem planı olduğu
izlenimini güçlendiriyor.Trump yönetiminin Maduro'dan "en kısa sürede kurtulmak" istediği artık açıkça görülüyor. Bu amaca ulaşmak için de ekonomik, askeri ve siyasi birçok
baskı yönteminin seçenekler arasında olduğu anlaşılıyor.ABD, EKONOMİK ÇEMBERİ DARALTIYORWashington'ın şu aşamada başvurduğu en göze çarpan yöntem ekonomik çember oluşturmak
ve bunu giderek daraltmak. ABD, Venezuela'ya uzun süredir uyguladığı
yaptırımlara petrol ticaretini dahil etmiyordu. Ancak Washington'ın son
olarak 28 Ocak'ta Venezuelalı petrol şirketleri PDVSA ve Citgo'yu da
yaptırım kapsamına alması, Maduro yönetimini ekonomik olarak daha da güç duruma düşürme anlamı taşıyor.Ekonomi uzmanları, PDVSA'nın nakit parasının önemli bir kısmının ABD bankalarında olduğuna dikkati
çekiyor. PDVSA'ya yaptırım hamlesiyle Venezuela'nın nakit akışının ciddi zarar göreceği, 7 milyar dolarlık varlığın bloke edilmesinin
beklendiği, gelecek yıl içinse ilk etapta en az 11 milyar dolarlık
petrol gelirinin elden gideceği hesaplanıyor.Maduro'nun
etrafındaki çemberi daraltmak isteyen Washington, ABD bankalarında
bulunan Venezuela'ya ait hesapların kontrolünü de Guaido'ya vererek
Maduro'yu ekonomik olarak iyice sıkıştırmayı amaçlıyor. Önceki Devlet
Başkanı Hugo Chavez döneminden gelen sosyal politikaları devam ettiren
Maduro'nun ekonomik olarak zor duruma düşeceği, yoksul halka yaptığı
yardımların azalmasının Venezuelalı lideri zor durumda bırakabileceği
değerlendiriliyor.Venezuela ekonomisinin temelini
oluşturan petrol gelirlerinin kontrolünün Maduro'nun elinden alınıp
Guaido'ya verilmesi ve petrol şirketlerine yaptırım kararı,
Washington'ın Maduro üzerindeki baskıyı artırmak için şu ana kadar
ekonomik açıdan yaptığı en ağır hamle oldu.ASKERİ SEÇENEKLER MASADA AMA ORDU MADURO'YA SADIKAmerikan yönetiminin Maduro'dan kurtulmak için başvurabileceği çarelerden biri
de askeri müdahale. Ancak "her seçeneğin masada olduğu" açıklamasını
yapan Beyaz Saray'ın Venezuela'ya doğrudan askeri müdahalesi en son akla gelen ihtimallerden.Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John
Bolton'ın önceki gün basının karşısına geçerken elinde tuttuğu defterde
"Kolombiya'ya 5 bin asker" yazılı not tüm dünyada Venezuela'yı takip
edenlerin dikkatini çekti. Bolton'un bunu özellikle yaptığı,
Venezuela'nın komşusu Kolombiya'ya asker göndererek Maduro'ya bir "uyarı mesajı" vermek istediği yorumları yapıldı.Amerikalı Senatör
Lindsey Graham da ABD Başkanı Trump ile görüşmesinde, Trump'ın
Venezuela'da askeri güç kullanma olasılığını dile getirdiğini söyledi.ABD'nin Maduro'yu devirmek için kendi askeri gücünü kullanmak yerine Venezuela
ordusunun darbe yapma ihtimalini değerlendirdiği de biliniyor. Trump
yönetiminin askeri darbe için Venezuela ordusunun eski komutanlarından
bazılarıyla 2017 sonbaharından sonra gizli görüşmeler yaptığı Amerikan
basınına yansıdı.Ancak bugüne kadar Venezuela ordusundaki çok
küçük ve alt rütbeli gruplar dışında Maduro'ya karşı gelen bir kesim
olmadı. Ordu, şu anda Maduro'ya sadık bir görüntü çiziyor.Halk
arasında da ABD'nin arkasında durduğu bir darbenin hoş karşılanmayacağı
biliniyor. ABD'nin özellikle Soğuk Savaş döneminde sosyalist
iktidarların hakim olduğu Latin Amerika ülkelerinde darbeleri
desteklediğini bugüne kadar birçok tarihçi ve araştırmacı ortaya koydu.
Bu yüzden Venezuela'da Maduro karşıtı olanların bile ABD destekli bir
darbeye sıcak bakmaması anlaşılabilir bir durum olarak
değerlendiriliyor.Şu ana kadar seçilmiş devlet başkanı olarak
Maduro'ya sadık bir görüntü veren Venezuela ordusunun tutumunun
belirleyici olabileceği de bir gerçek olarak ortada duruyor.Maduro'nun uluslararası camiadan alacağı siyasi desteğin boyutu da Venezuela'nın
geleceğinde belirleyici olabilir. Maduro, Rusya, Çin ve İran gibi
ABD'nin büyük rakiplerinin desteğini aldı. Ancak bu gibi ülkelerin
Venezuela'da ekonomik olarak yapacağı hamleler Maduro'ya desteğin
boyutunu da değiştirebilir.Uzmanlar, ABD'nin Venezuela planında bundan sonraki adımlarının ne olacağının da
beklenmesi gerektiğini dile getiriyor. Washington'ın baskıyı artırıp
ekonomik çemberi küçülterek Maduro'nun yaşam alanını daraltmayı seçmesi
ilk akla gelen seçeneklerden. Bu durumda ülkede gıda ve ilaç sıkıntısı
gibi insani koşullardaki kötüleşme ve buna bağlı olarak komşu ülkelere
göçün artmasının Maduro üzerinde baskıyı artırabileceği
değerlendiriliyor.MUHTEMEL SENARYOLARVenezuela için en korkutucu senaryolardan biriyse siyasi krizin iç çatışmaya
dönüşmesi. Trump yönetiminin askeri bir müdahaleyi seçmesi veya bunu
çevre ülkelerin yardımıyla yapması Venezuela'yı kanlı bir sürece
götürebilir. ABD'nin Venezuela muhalefetini ya da ordu içindeki Maduro
karşıtı grupları silahlı mücadeleye ve askeri müdahaleye
cesaretlendirmesinin de yine aynı kanlı sonuçlara neden olacağı
belirtiliyor.Ancak bu ihtimaller şu anda Venezuela'da en son akla gelen senaryolardan. Bunun nedeni ise bugüne kadar ortaya çıkan yüksek
siyasi gerilimin bir çatışmaya dönüşmemiş olması. Son bir haftada hem
Maduro hem de Guaido taraftarlarının gösterilerinde çok ciddi bir olay
yaşanmaması olumlu bir unsur olarak gösteriliyor.Bu kadar gerilime rağmen kopma noktasına gelinmemesi ülkede kan dökülmemesi için umut verici görülüyor.Venezuela için konuşulan bir başka senaryo da Maduro'nun ABD yönetimiyle diyalog
kurarak krizin sonlanması için bir formül geliştirilmesi. Maduro'nun
bazı tavizler vererek ülkeden ayrılmayı kabul etmesi ancak buna karşılık politikalarını sürdürecek bir iktidarın devam etmesini müzakere
edebileceği yorumları dile getiriliyor."Onurlu çıkış" olarak
adlandırılabilecek bu gelişme şu aşamada düşük ihtimalli senaryolar
arasında yer alıyor. Çünkü Maduro'nun halk arasında boyutu ölçülememekle birlikte bir karşılığı bulunuyor ve ordunun sadakatini de korumuş
görünüyor.Şu anda ortada olan gerçek ise Maduro'nun seçilmiş
devlet başkanı olarak elinde bulundurduğu yetkileri kullanıp kendisini
devlet başkanı ilan eden bir muhalif lidere karşı durması. Maduro,
Guaido'nun kendisini başkan ilan etmesinin anayasaya ve tüm yasalara
aykırı olduğunu, bununla yargının ilgilenmesi gerektiğini söylemişti.
Nitekim 29 Ocak'ta Venezuela başsavcısı harekete geçerek Guaido'nun
ülkeden çıkışının yasaklanmasını ve varlıklarının dondurulmasını Yüksek
Mahkemeden talep etti. Mahkeme de buna onay verdi.
DÜNYA
30 Ocak 2019 - 16:57
Trump'tan flaş Venezuela uyarısı!
ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan vatandaşlarını Venezuela'ya seyahat etmemeleri yönünde uyardı
DÜNYA
30 Ocak 2019 - 16:57