Sevgili Okurlar,
Bu satırları sizlere, bir süre yazılara ara verme sebebimi açıklamak ve yaşadığım deneyim üzerine biraz düşünmek için yazıyorum.
Bir süredir yazmaya ara vermemin nedeni, kişisel bir kayıp yaşamam oldu.
Bu süre zarfında, yasın yaşamımızdaki önemini derinden hissettim. Yas, bir kaybın ardından ortaya çıkan karmaşık duygusal süreçlerle başa çıkmamızı sağlıyor.
İlk zamanlarda, acı ve hüzün içerisinde dondum ve kendimi kaybettim. Ancak zamanla, iyileşme süreci başladı. Yasın getirdiği keder ve özlem duyguları, yaşadığım kaybın bir parçası olmaya devam etse de, bunlarla daha iyi başa çıkabiliyorum.
Yas, gerçekle yüzleşmemize, duygusal zorlukları anlamlandırmamıza ve içsel gücümüzü yeniden keşfetmemize yardımcı oluyor.
Şimdi, yavaş yavaş yazmaya geri dönme zamanının geldiğini hissediyorum.
Bu süreçte yaşadığım deneyimlerin yazılarıma derinlik katabileceğine inanıyorum.
Evet, yas yaşamak, yaşamı sorgulamaya neden oluyor. Yaşanmış deneyimler, duygusal anılar ve insanın iç dünyasındaki karmaşık duygular, yaşamın anlamını araştırmaya yönlendiriyor.
Hüzün ve mutluluk arasındaki denge, öfke ve isyan duygularıyla birlikte yaşanan hayal kırıklıkları, kısacası neden sorusunun şemsiyesi altına giren her şey, neyi başarmak için buradayızı sorgulamaya dönüşüyor.
Keşkeler ve yanıtlanamayan sorular ise geçmişte yapılan tercihlerin ve yaşanan deneyimlerin değerlendirilmesiyle ortaya çıkıyor.
Yaşamın karmaşıklığı içinde bu duygusal süreçler, insanın büyümesine ve anlam arayışına katkıda bulunur nitelikte değerli içsel yolculuklar….
Bu süreçleri yaşarken, yaşama devam etmenin büyük bir önem taşıdığını öğrendim. Yaşamın bizi çevreleyen doğayı, denizi, yeşili fark etmek ve özümsemek için bir fırsat olduğunu daha da derinden kavradım.
Her bir nefesin değerini hissetmeli, güneşin sıcaklığını tenimizde hissederek hayatın sunduğu anların tadını çıkarmalıyız.
Yaşamın gerçek değerinin sevdiklerimizle birlikte olduğunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Onlarla geçirdiğimiz zamanlar, paylaşılan anılar ve sevgi dolu bağlar, yaşamımızı anlamlandırıyor ve değer katıyor.
Öte yandan yaşamımız boyunca edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri kullanacak ve paylaşacak bir hedef belirlemek, bizi ileriye taşıyacak bir itici güç olabilir.
Bu hedef, kişisel gelişimimizi desteklerken, aynı zamanda başkalarına da fayda sağlama potansiyeli taşır. Yaşam, bize birçok imkan sunar ve bu imkanları değerlendirmek, hayatımızı daha anlamlı kılar.
Unutmamalıyız ki, her anın kıymetini bilmek ve yaşamı dolu dolu yaşamak, iç huzurumuzu artırır ve yaşam sevincimizi yeniden keşfetmemizi sağlar.
**
Hayatımız boyunca birçok insan bize tavsiyelerde bulunur. Kimi zaman iyi niyetli, kimi zaman ise kendi deneyimlerinden yola çıkarak paylaşır bu tavsiyeleri.
Başkalarına tavsiye vermek, görünüşte kolay bir şey gibi görünebilir. Ancak gerçek zorluk, bu tavsiyeleri bizzat uygulamak ve sonuçlarını deneyimlemek.
Tavsiyeleri dinlemek ve onları hayata geçirmek arasında uçurumlar var. Bir tavsiye almak sadece bilgi kazanmamızı sağlar, ancak onu uygulamak ve sonuçlarını deneyimlemek bize gerçek öğrenmeyi ve büyümeyi getirir diye düşünüyorum.
Bu yüzden hayatta ilerlerken, başkalarından aldığım tavsiyeleri geri çevirmedim aksine sadece bir rehber olarak kullanarak kendi deneyimlerimle birleştirmeye çalıştım.
Sonuçta, gerçek anlamda büyüme ve başarı, kendi yolculuğumuzda deneyimlediğimiz zorlu tavsiyelerin sonucunda ortaya çıkmıyor mu?
Yinede sizlere tavsiyede bulunmayacağım, sadece kendim için düşündüklerimi paylaşacağım. Kendimi geliştirmek istediğim yeni alanlar belirledim öte yandan bilgi ve deneyimlerimi gönüllü olarak paylaşmak istiyorum. (tekliflere açığım)
Yaşam boyu öğrenme ve kendini geliştirme süreci asla yaşa veya zamana bağlı değil.
Beden ve ruh sağlığımızı koruyarak, yeni alanlara açık olmak ve deneyimlerimizi paylaşmak harika bir yolculuk olabilir.
Her gün yeni şeyler öğrenebilir, kendimizi geliştirebilir ve başkalarına yardım edebiliriz. Yaş 65 olsa da hiçbir zaman geç değil! Var mı bana katılan?
Size ilham vermesi dileğiyle!