14 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından sonra sonuçların doğruluğundan şüphe duyan seçmenlerin itiraz ettiğini görüyoruz. 28 Mayıs’ta gerçekleşecek seçim için de pek tabii ki seçmenlerin itiraz hakkı doğacak. İtirazın nasıl yapılacağı ile ilgili olarak, Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
- ''İtiraz yazı ile veya sözle yapılır. Sözle yapılacak itirazlar gerekçesiyle birlikte tutanağa yazılır. İtiraz edenin adı, soyadı, açık adresi yazılarak imza ettirilir. İmza bilmeyenlere parmak bastırılır.
- Kimliğini ispat edemeyenlerin, delil ve gerekçe gösteremeyenlerin itirazları incelenmez, bu sebeple incelenmediği tutanağa yazılır.
- Yazılı itirazlarda da yukarıdaki şartlar aranır ve deliller itiraz dilekçesine eklenir. Gerekçesi ve delili olmayan yazılı itirazlar da incelenmez. Her iki halde de itirazın alındığına ve hangi tarihte yapıldığına dair, itiraz yapana alındı belgesi verilir. İtirazlar seçim kurulu başkanına yapılır. Seçim kurulu başkanı bulunamazsa, yazılı itiraz nöbetçi savcıya alındı belgesi ile yapılır. Savcı yapılan itirazın kaydını işleyerek hemen seçim kurulu başkanına gönderir.
- Siyasi partiler, seçim başlangıcında partileri adına kimlerin itiraz edebileceklerini mühür ve imzalı bir yazı ile seçim kurullarına bildirirler. İtiraz edebileceklerin imza sirküleri parti başkanınca onaylanarak bildirilir. Parti adına itiraz edeceklerden kimlik aranmaz.
- İtirazlarda, delillerin hangi resmi makamlarda bulunduğunun bildirilmesi delil yerine geçer ve bu delili seçim kurulu temin eder.
- Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak itirazların yazılı olması lazımdır.''
OY KULLANMAK BİR ANAYASAL HAK VE TEMSİL EDİLİRKEN SESİMİZİ DUYURMAK İÇİN BİR YOLDUR
Seçim sonuçları halen açıklanmaya devam ederken ilk ulaşılan verilerden birine dikkat çekmek gerekiyor. Hiç de azımsanamayacak sayıda bir kitlenin oy kullanmaktan imtina ettiğini görüyoruz. Oysa oy kullanmak, anayasal bir hakkımız olmakla birlikte, devlet yönetiminde bir oy ile bile olsa söz sahibi olmamız anlamına geliyor. Söz sahibi olmamız oldukça önemli. Seçme ve seçilme hakkının önemine oy kullanmaktan imtina edenlere açıklamak, sandığa gitmenin, oy vermenin ya da vermemenin sonuçlarının ne olabileceğini iyi tartmak gerekiyor.
SEÇİM, DEMOKRASİNİN ASGARİ VE ZORUNLU BİR UNSURUDUR.
Gerçek anlamda bir demokrasiden bahsedebilmek için seçim, temsil açısından önemlidir. Seçmenin iradesine sandığa doğrudan aktarabilmesi, seçimlerin serbest şekilde gerçekleşmesi, yalnızca şeklen demokratik devlet görüntüsü çizmek için otoriter rejimlerin uyguladığı bir sistem değil de gerçekten seçmenin iradesini yansıtan bir seçim meydana gelmesi, demokrasinin zaruri bir unsurudur. Oylar, halkın iradesinin yansımasıdır. Kanun koyucu seçim usulü düzenlerken bazı ilkeler ortaya koymuştur. Bu ilkeler kapsamında gerçekleşmeyen bir seçim, o anayasaya ve özellikle anayasanın 67. maddesine aykırılık teşkil edecektir. Bu maddede de belirtildiği üzere seçme ve seçilme hakkı demokratik toplumlarda temel ilkelerden biridir. Bu nedenle hakkımızı kullandıktan ve oy verdikten sonra bu oyların gereğinin anayasaya ve demokratik devlete uygun olarak yerine getirilip getirilmediğini gözetleyebilmekteyiz; sayım sırasında hata olup olmadığını inceleyebilme ve itiraz edebilme hakkımızı sonuna kadar kullanmalıyız.