Narin Güran’ın katledilmesine ilişkin davanın üç günlük ilk duruşmasında sanıklar, tanıklar, avukatlar dinlendi. Bu duruşmada yargılanan konu kadar yargılamanın şekli ve yargılamayı yürüten heyetin tavrı da gündem oldu. Özellikle Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar, alışılmış kalıpların dışındaki tutumlarıyla öne çıktı.
SADECE VE SADECE GERÇEKLERGenel olarak esnek ve hoşgörülüydü. Gerilimin arttığı bazı anlarda müdahalelerle ortamı yumuşatmaya çalıştı. Yine ortamın gerildiği ve sanık yakınlarının galeyana geldiği bazı anlarda kürsüden inerek duruma bizzat müdahale etti ve sükûneti sağladı. Ancak duruşmanın intizamı ve disipliniyle ilgili durumlarda taviz vermedi. Avukatlara yönelik bir ikazında “Buradaki yetki bende, uyarılarım dikkate alınmazsa polise ve jandarmaya şimdi talimat veriyorum, kimi işaret edersem onu yaka paça dışarı atacaksınız” dedi. Aslında kadife eldiven içinde demir bir yumruk olduğunu da göstermiş oldu. Dikkat çeken önemli anlardan biri de Nevzat Bahtiyar’a bir soru sorarkenki tavrıydı. Mahkeme Başkanı cüppesini çıkardı ve duygusal bir tazyik de oluşturarak Bahtiyar’ın sadece ve sadece gerçekleri söylemesini istedi.DİKKATLE İZLEDİBazen sanık avukatları, bazen de baro temsilcisi müdahil avukatlar tarafından eleştirildiği de oldu. Ancak iki tarafın da mahkeme heyetinden sert ve yoğun bir şikâyeti olmadı. Renkli ve ‘çoksesli’ bir yargılama ortamı vardı. Mahkeme Başkanı iki tarafın avukatları arasındaki bazı tartışmaları hiç müdahale etmeden takip etti. Sanıkların sorgusu sırasında da süreci sessiz ve dikkatle izledi. Çapraz sorguda ısrarlı ve dikkatliydi. Sorularını cevaplayan sanıklara jandarma ve savcılıktaki ifadelerini de hatırlatarak çelişkileri açıklamalarını ısrarla istedi. Duruşmanın bazı bölümlerinde kürsüde oturduğu yerden kalktı ve duruşmayı ayakta idare etti.Mahkeme Başkanı Dündar, sosyal medya kullanmadığını ancak duruşmaya dair sosyal medyadaki yorumların arkadaşları tarafından kendisine gönderildiğini de söyledi. Basın mensuplarına ayrılan yere polis veya avukatların oturmasına izin vermedi. İlk gün ilgi yoğun olduğu için salonda yer darlığı vardı. O yüzden her kurumdan birer gazeteci, her barodan da birer temsilci alındı. İkinci günden sonra başkan izlemek isteyen bütün avukat ve temsilcilerin salona gelebileceğini duyurdu.SESSİZ AMA FAAL BİR HEYETMahkeme Başkanı’nın heyetinde İsmail Ergin ve Gonca Türkeş Kaya adlı iki hâkim; Özge Nida Polat adlı duruşma savcısı vardı. Heyet üyeleri de duruşma boyunca başkana notlar iletti. Hepsinin dosyanın bütün detaylarına vakıf olduğu sorduğu sorulardan belliydi. Duruşma savcısı da dikkatli ve gayretliydi. Varlığını hep hissettirdi. Bazen sanık avukatlarıyla da tartıştı. Soruları detaylı ve çoğu zaman yorumsuzdu. Soğuk ve konusuna hâkim bir üslubu vardı.KALIPLARIN DIŞINDA20 yıldır ağır ceza mahkemelerindeki duruşmaları takip eden bir gazeteci gözüyle Mahkeme Başkanı ile heyetinin alışılmış, bilindik kalıpların ve teamüllerin dışında tavırlarıyla dikkat çektiklerini söyleyebilirim. Esasa ilişkin detaylarda ilgili mevzuat takip edildi. Ancak Başkan ve heyeti kendi yetki alanına giren salon içi konularda inisiyatif kullanmaktan kaçınmadı. Soğuk ve renksiz tavırlar için kullanılan “Suratı mahkeme duvarı gibi” deyimine adeta yeni bir boyut kazandırdılar. Dramatik ve karmaşık bir içeriğe sahip davada olabildiğince esnek ve pozitif tavırlar içinde oldular.‘BUNU SORMAK ZORUNDAYIM’Zihinsel engelli, 15 yaşındaki bir tanık salona getirildiğinde yine kürsüden indi ve yanına gitti. Önce hangi takımı tuttuğunu sordu. Çocuk tanık “Galatasaraylıyım” deyince “Ben koyu Fenerbahçeliyim ama olsun” diyerek tedirgin haldeki çocuğu teskin etmeye çalıştı. Duruşmanın en dikkat çeken anlarından biri de Mahkeme Başkanı’nın Enes Güran’a annesi ve amcası arasındaki ilişki iddiasını sormasıydı. Bu soru her bakımdan hassastı. Enes Güran’ın duygusal bir tepki vereceği de kaçınılmazdı. Nitekim Enes Güran bu soruya “O benim annemdir, bana böyle soru sorulmamalıydı” diye cevap verdi. Mahkeme Başkanı da “Tamam, haklısın, ama adaletin tecellisi için bunu sormak zorundayım” mealinde bir karşılık vererek özür diledi.11 YILLIK HÂKİMMahkeme Başkanı Ramazan Dündar Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. 2013 yılında Kastamonu’da hâkimliğe başlamış. 33 yaşında. Bir süre sonra da ağır ceza mahkemesi üyesi olmuş. 2018’de Kastamonu’da görevdeyken ifadesi alınması gereken 79 yaşındaki hasta bir mağdurun evine gidip ifadesini hasta yatağında almasıyla gündeme gelmişti. Diyarbakır’a 2019’da gelmiş. Diyarbakır’da Sulh Ceza Hâkimliği ve 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı da yapan Dündar terör davalarında da tecrübeli...
SADECE VE SADECE GERÇEKLERGenel olarak esnek ve hoşgörülüydü. Gerilimin arttığı bazı anlarda müdahalelerle ortamı yumuşatmaya çalıştı. Yine ortamın gerildiği ve sanık yakınlarının galeyana geldiği bazı anlarda kürsüden inerek duruma bizzat müdahale etti ve sükûneti sağladı. Ancak duruşmanın intizamı ve disipliniyle ilgili durumlarda taviz vermedi. Avukatlara yönelik bir ikazında “Buradaki yetki bende, uyarılarım dikkate alınmazsa polise ve jandarmaya şimdi talimat veriyorum, kimi işaret edersem onu yaka paça dışarı atacaksınız” dedi. Aslında kadife eldiven içinde demir bir yumruk olduğunu da göstermiş oldu. Dikkat çeken önemli anlardan biri de Nevzat Bahtiyar’a bir soru sorarkenki tavrıydı. Mahkeme Başkanı cüppesini çıkardı ve duygusal bir tazyik de oluşturarak Bahtiyar’ın sadece ve sadece gerçekleri söylemesini istedi.DİKKATLE İZLEDİBazen sanık avukatları, bazen de baro temsilcisi müdahil avukatlar tarafından eleştirildiği de oldu. Ancak iki tarafın da mahkeme heyetinden sert ve yoğun bir şikâyeti olmadı. Renkli ve ‘çoksesli’ bir yargılama ortamı vardı. Mahkeme Başkanı iki tarafın avukatları arasındaki bazı tartışmaları hiç müdahale etmeden takip etti. Sanıkların sorgusu sırasında da süreci sessiz ve dikkatle izledi. Çapraz sorguda ısrarlı ve dikkatliydi. Sorularını cevaplayan sanıklara jandarma ve savcılıktaki ifadelerini de hatırlatarak çelişkileri açıklamalarını ısrarla istedi. Duruşmanın bazı bölümlerinde kürsüde oturduğu yerden kalktı ve duruşmayı ayakta idare etti.Mahkeme Başkanı Dündar, sosyal medya kullanmadığını ancak duruşmaya dair sosyal medyadaki yorumların arkadaşları tarafından kendisine gönderildiğini de söyledi. Basın mensuplarına ayrılan yere polis veya avukatların oturmasına izin vermedi. İlk gün ilgi yoğun olduğu için salonda yer darlığı vardı. O yüzden her kurumdan birer gazeteci, her barodan da birer temsilci alındı. İkinci günden sonra başkan izlemek isteyen bütün avukat ve temsilcilerin salona gelebileceğini duyurdu.SESSİZ AMA FAAL BİR HEYETMahkeme Başkanı’nın heyetinde İsmail Ergin ve Gonca Türkeş Kaya adlı iki hâkim; Özge Nida Polat adlı duruşma savcısı vardı. Heyet üyeleri de duruşma boyunca başkana notlar iletti. Hepsinin dosyanın bütün detaylarına vakıf olduğu sorduğu sorulardan belliydi. Duruşma savcısı da dikkatli ve gayretliydi. Varlığını hep hissettirdi. Bazen sanık avukatlarıyla da tartıştı. Soruları detaylı ve çoğu zaman yorumsuzdu. Soğuk ve konusuna hâkim bir üslubu vardı.KALIPLARIN DIŞINDA20 yıldır ağır ceza mahkemelerindeki duruşmaları takip eden bir gazeteci gözüyle Mahkeme Başkanı ile heyetinin alışılmış, bilindik kalıpların ve teamüllerin dışında tavırlarıyla dikkat çektiklerini söyleyebilirim. Esasa ilişkin detaylarda ilgili mevzuat takip edildi. Ancak Başkan ve heyeti kendi yetki alanına giren salon içi konularda inisiyatif kullanmaktan kaçınmadı. Soğuk ve renksiz tavırlar için kullanılan “Suratı mahkeme duvarı gibi” deyimine adeta yeni bir boyut kazandırdılar. Dramatik ve karmaşık bir içeriğe sahip davada olabildiğince esnek ve pozitif tavırlar içinde oldular.‘BUNU SORMAK ZORUNDAYIM’Zihinsel engelli, 15 yaşındaki bir tanık salona getirildiğinde yine kürsüden indi ve yanına gitti. Önce hangi takımı tuttuğunu sordu. Çocuk tanık “Galatasaraylıyım” deyince “Ben koyu Fenerbahçeliyim ama olsun” diyerek tedirgin haldeki çocuğu teskin etmeye çalıştı. Duruşmanın en dikkat çeken anlarından biri de Mahkeme Başkanı’nın Enes Güran’a annesi ve amcası arasındaki ilişki iddiasını sormasıydı. Bu soru her bakımdan hassastı. Enes Güran’ın duygusal bir tepki vereceği de kaçınılmazdı. Nitekim Enes Güran bu soruya “O benim annemdir, bana böyle soru sorulmamalıydı” diye cevap verdi. Mahkeme Başkanı da “Tamam, haklısın, ama adaletin tecellisi için bunu sormak zorundayım” mealinde bir karşılık vererek özür diledi.11 YILLIK HÂKİMMahkeme Başkanı Ramazan Dündar Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. 2013 yılında Kastamonu’da hâkimliğe başlamış. 33 yaşında. Bir süre sonra da ağır ceza mahkemesi üyesi olmuş. 2018’de Kastamonu’da görevdeyken ifadesi alınması gereken 79 yaşındaki hasta bir mağdurun evine gidip ifadesini hasta yatağında almasıyla gündeme gelmişti. Diyarbakır’a 2019’da gelmiş. Diyarbakır’da Sulh Ceza Hâkimliği ve 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı da yapan Dündar terör davalarında da tecrübeli...