Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri ve
İzmir Millletvekili Kamil Okyay Sındır’ın danışmanlığını yapan Temiz,
Adalet Yürüşü’ne dair notlarını Can Radyo’da paylaştı.
Adalet kavramı
üzerine vurgu yaparak konuşmasına başlayan Temiz Adalet yürüyüşünü,
Türkiye ve Dünya tarihine damga vuran yürüyüşlerle birlikte anlattı.
“Adalet Ulvi bir kavramdır. Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine
getirilmesidir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır.
Adalet üstünlerin hukukuna göre değil, hukuk üstünlüğüne göre dağıtılır. 25 gün boyunca insanlar adalet için yola düştüler. Ve Adalet
yürüyüşünün kahramanları kadınlarımız oldu. Yürüyüşün başından sonuna
hep oradaydılar. Eşitlik için adalet için yürüdüler, erkek egemen
topluma dur demek için yürüdüler” diyen Güney Temiz, “ Bugün Türkiye’nin bir yüzü baskı, korku ve şiddet ise diğer yüzünde geleceğe umutla bakan demokrasisine, Cumhuriyetine, adalet değerlerine sahip çıkan insanlar
var. Adalet Yürüyüşü’nde bunu gördük ve dünyaya da bunu gösterdik”
ifadelerini kullandı.
İşte Temiz’in konuşmasından satır başları:
“Adalet yürüyüşünde binlerce insan arkasında bir çöp bile bırakmadı. Biz bir şehir kalabalığıyla yürüdük doğaya zarar verecek bir tek çöp bile
geride kalmadı. Çünkü toplum ve çevre bilinci olan insanlar oradaydılar
ve yürüdüler.”
YÜRÜYENLERE SELAM
“3 gün önce yıl dönümüydü. 14 Temmuz Fransız devrimi... Bastille
yürüyüşü monarşizme karşı bir yürüyüştü ve Fransız deveriminin kıvılcımı oldu. Spartaküs ve arkadaşları köleliğe karşı yürüdü, Kızılderililer
soykırıma karşı yürüdü. Gandi’nin Tuz Yürüyüşü Hindistan'ın
bağımsızlığıyla taçlandı. Deniz Gezmiş ve arkadaşları “Tam Bağımsız
Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü.” yaptı. 68 kuşağı bu yürüyüşle
karşı devrime ve gerici harekete dikkat çekti. Madenciler sendikal
hakları için Zonguldak’tan yürüdüler, yürümeye geçmeden önce haykırdılar “Arabalarımızı engellediler ama ayaklarımız var, yürüyeceğiz." dediler. 1912’de New York’tan Washington’a kadınlar yürüdü, oy hakkı için oy
kullanabilmek için. CHE'ye Mandela'ya insanlık onuru için yürüyenlere,
hak için adalet için mücadele verenlere safları sıklaştıranlara selam
olsun.”
HERKES ORADAYDI
“Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu kortejin önünde dimdik yürüdü.
Hepimize kararlılık ve inanç aşıladı. Adalet Yürüyüşü'nün en önünde ise
Mustafa Kemal Atatürk vardı. Işığıyla bize yol gösterdi.Onbinlerle
yürüdük, Maltepe Meydanında milyonlar olduk, tufan olduk. Bu ülkenin
kurucu değerlerine inanan herkes oradaydı. Dil, din, ırk, mezhep
ayırmadan geçmişine de geleceğine de sahip çıkan herkes oradaydı. Ben de oradaydım, annem de oradaydı, babam da, dedem de, ninem de... Hüseyin
amca 61 yaşında görme engelli bir yurttaş olmasına rağmen 35 km yürüdü.
Nuriye ve Semih bu yürüyüşün en güzel anlamlarından bir tanesiydi.
Onların taleplerinin kabul edilmesi için insanlar adalet yürüyüşünde
onlara destek verdiler. Onlar uğradıkları mağduriyeti duyurmak istediler bugün tüm mağdurların, haksızlığa uğrayanların sesi oldular. ”
VEYSEL AMCA HEP ORADAYDI
“Vatanseverler, yurtseverler terörle destekle suçlandılar. 45 derece
sıcaklıkta günde bazen 25 km yol yürüyen ellerinde Türk bayrakları,
Atatürk posterleri taşıyanlar mı vatan haini? 1100 metre bayrakla
yüründü insanlar. Adalet yürüyüşünde Veysel amcamız vardı şöyle dedi:
‘Oğlum hava harp okulu öğrencisiydi. Tatbikata gidiyoruz diye
kaldırılmış ve boğaz köprüsüne götürmüşler.' Oğlunun hakkı için, oğlu
gibi mağdur edilen askeri öğrenciler için yürüdü. Veysel amca 'ben
vatanıma, milletime hayırlı bir evlat yetiştirdim ama şimdi o
Silivri’de.’ dedi. Veysel amca hep oradaydı. Günü siftahsız kapatan
esnaflar yürüdü, her türlü güvenceden yoksun her sene emekleri
ellerinden alınan çiftçiler yürüdü, işçiler, taşeron işçiler yürüdü,
hakları yenen mağdur olan mağdur edilen insanlar yürüdü. Engelliler
oradaydı engelli hakları için yürüdüler.”
PARANIN GEÇMEDİĞİ YÜRÜYÜŞ
“Yürürken dört mevsimi yaşadık. Güneş içimizi ısıttı, yağmur terimizi
aldı, rüzgar serinletti. Dağlar ovalar içimizi, deniz ufkumuz açtı. 500
metrede bir stantlar vardı susuz da kalmadık aç da. Paranın geçmediği
bir yürüyüştü. Yeri geldi su tanklarının arkasından su içildi. Fakat hiç nizam bozulmadı. Çünkü herkes ne için yürüdüğünü, nasıl ulvi bir değer
için yürüdüğünü biliyordu. Yollarda ağıza alınmayacak hakaretlere maruz kaldık ama yürüyüşü gerçekleştirenler alkışlarıyla cevap verdi o
insanlara. Ve tek bir şey söyledik: ‘Bir gün adalet size de lazım
olacak.’
FADİME ANA, BERKİN, ALİ İSMAİL, ÇARŞI...
"Metin Göktepe’nin annesi Fadime anne de oradaydı. ‘Vurmayın ben
gazeteciyim ‘diyerek can veren Metin Göktepe'nin annesi orada adil
yargılanma için yürüdü oğlu gibi gazetecilerin hakkını savunmak için
yürüdü. Orada gezi vardı; Berkin abileriyle, ablalarıyla yürüdü, Ali
İsmail en gür sesiyle oradaydı, Nene Hatun’lar oradaydı, Kara Fatma’lar
oradaydı. Milli mücadele önderleri, kahramanları oradaydı, Çarşı
oradaydı."
İŞÇİLER DESTEK VERDİ
“Kocaeli’den yürüdük, Pendik’ten, Tuzla’dan… Buralar sanayi şehri ve biz oralardan geçerken işçiler yol kenarlarına çıkıp bize destek verdi.
Hikâyelerini anlatan işçiler oldu. Hikayelerimizi birbirimizle
paylaştık. Sahte yüzler yoktu. Yürüyüşümüzde protokol yoktu. El ele,
omuz omuza yürüdük ve yoldaş olduk. Yoldaşlığın ne olduğunu teoride
öğrendiğimiz kitapların dışında pratikte uzun bir yolda öğrendik."
ÖNCELİK GÜVENLİK GÜÇLERİNİNDİ
“Güvenlik güçleri hiç olmadıkları kadar güven verdiler. Polis
memurlarıyla sohbet etme fırsatı buldum. Fikirlerinin değiştiğini
söyleyenler oldu. Halk molalarda su ve ekmeği önce güvenlik güçlerine
uzattı. Birlik ve beraberlik buydu. Özlediğimiz tablo buydu. Asker de
polis de milletimizin, hepimizin güvenlik güçleri. Darbelere dün olduğu
gibi bugünde karşıyız yarında karşı olacağız.”